İşçinin İşe İade Talebinde Samimi Olması Gerektiği

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/41754
Karar No.
2010/38582
Tarihi
17.12.2010
İLGİLİ MEVZUAT
4857-İŞ KANUNU (İK)/21
KAVRAMLAR
FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE
ÇALIŞABİLİR KAĞIDI
İŞE İADE DAVASI
ÖZET
İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESİH TARİHİ İTİBARİYLE İŞÇİ SAYISININ TAM OLARAK AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMAMIŞ İSE DE DAVALI İŞVEREN FESİHTEN SONRA DAVACIYI İŞE BAŞLAMASI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNMASINA RAĞMEN DAVACI İŞÇİ, BELİNİN KIRIK OLDUĞU GEREKÇESİ İLE İŞVERENİN BU DAVETİNE İCABET ETMEMİŞTİR. ANCAK DOSYA ARASINDA DAVACININ İBRAZ ETTİĞİ RAPOR VE BELGELERDE 13.06.2009 TARİHİNDEN İTİBAREN DAVACIYA ÇALIŞABİLİR KAĞIDI VERİLDİĞİ KALDI Kİ BU DURUM İŞÇİNİN İŞE BAŞLAMAMASI İÇİN HAKLI BİR NEDEN OLAMAZ.DAVACININ İŞE DAVETE İCABET ETMEMESİ, İŞ İLİŞKİSİNİN DEVAMI İLE İLGİLİ TALEBİNDE SAMİMİ OLMADIĞINI, NİHAİ HEDEFİNİN BOŞTA GEÇEN SÜRE ÜCRETİ İLE İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATINI ALMAK OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR. NE VAR Kİ, BU AMACA YÖNELİK TALEBİN İŞ GÜVENCESİ HÜKÜMLERİNCE KORUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. DAVACI BU DAVRANIŞI İLE İŞVERENCE YAPILAN FESHİ GEÇERLİ HALE GETİRMİŞTİR. BU NEDENLE, DAVANIN REDDİ GEREKİRKEN YAZILI ŞEKİLDE KABUL EDİLMESİ HATALI OLUP BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR
Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi T.Yavuz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili , iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı şirket temsilcisi duruşmadaki beyanında ,davacıya aynı şartlarla işine davet ettiğini,birden fazla şantiyesinin bulunduğunu ,diğer şantiyede davacıyı çalıştıracağını belirterek noter kanalıyla göndermiş olduğu ihbarnameyi ibraz etmiştir .

Davacı vekili duruşmadaki beyanında ,davacının işe davetini kabul etmediklerini zira müvekkilinin şu anda aynı işte çalışabilecek durumda olmadığını belirtmiştir .

Davacı asil duruşmadaki beyanında ,belinin kırık olduğunu, çalışamayacağını ,bu nedenle işe daveti kabul etmediğini belirtmiştir

Mahkeme tarafından, HUMK 92.maddesi gereği kabul davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu ,bu nedenle davacı vekilinin davanın kabul talebini kabul etmedikleri yönündeki beyanının nazara alınması mümkün bulunmadığı gibi zaten dava dilekçesindeki talep de işe iade talebi olduğundan kabul gereği davanın kabulüne karar vermek gerektiği belirtilmiştir .

Davalı vekili tarafından karar temyiz edilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde belirtilen iş güvencesi hükümlerinin amacı, işverenin iş sözleşmesini meşru ve makul görülebilecek bir neden olmaksızın keyfi olarak sone erdirmesinin engellenmesi, dolayısıyla iş ilişkilerinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Sözü edilen düzenlemeler, işverene emredici kurallarla bir takım yükümlülükler getirmekle birlikte, işçinin de yasanın bu korumasından yararlanması için dürüstlük kurallarına uygun davranması gerekir. Başka bir anlatımla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanması noktasında işçi de iyiniyet kurallarına uygun olarak kendisinden beklenen davranışları ortaya koymalıdır. Bu nedenle, işe iade davasında hedef, işe başlatılma olmalıdır.

Somut olayda, iş sözleşmesinin fesih tarihi itibariyle işçi sayısının tam olarak açıklığa kavuşturulmamış ise de davalı işveren fesihten sonra davacıyı işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen davacı işçi, belinin kırık olduğu gerekçesi ile işverenin bu davetine icabet etmemiştir. Ancak dosya arasında davacının ibraz ettiği rapor ve belgelerde 13.06.2009 tarihinden itibaren davacıya çalışabilir kağıdı verildiği kaldı ki bu durum işçinin işe başlamaması için haklı bir neden olamaz.Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak olduğunu göstermektedir. Ne var ki, bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir. Davacı bu davranışı ile işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir. Bu nedenle, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunun 20/3.maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle,

1- ) Kadıköy 1.İş Mahkemesinin 2.9.2009 tarih ve 2009/542-487 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2- ) Davanın REDDİNE,

3- ) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4- ) Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı ( 33.70 ) TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5- ) Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6- ) Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak, 17.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.