Arabuluculuk Sürecinde Karar Analizi

Arabuluculuk sürecinde tarafların en çok zorlandıkları konulardan birisi de, özellikle bedel içeren uyuşmazlıklarda karşı tarafla yapılacak olan anlaşmanın en ideal noktasının ne şekilde belirleneceğinin tam olarak belirlenmemesi ya da belirlenememesidir. Arabuluculuk süreci çoğunlukla her iki tarafın menfaatlerinden fedakarlıklar yaparak yürünen bir yoldur. Bir taraf olması gerekenin çok altında bir bedele “evet” diyecek olursa, bu durumun ilgili tarafı rahatsız etmesi kuvvetle muhtemeldir. Tabii ki, manevi edimi içeren konusu paradan başka şeyler olan uyuşmazlıklarda, bu durumun yaşanma ihtimali daha azdır. Bu yazımızda konusu bir miktar paranın tahsili olan uyuşmazlıklarda ideal anlaşma bedelinin nasıl bulunabileceği konusunu genel esasları ile inceleyeceğiz.

1)Alacak miktarının ne olduğunu mümkün olduğunca objektif bir biçimde hesaplamaya çalışın. Gerekirse bu konuda uzman ya da uzmanlardan destek alın. Tüm çabalarınıza rağmen, alacak miktarınızı net olarak hesaplayamadıysanız, elde ettiğiniz verilerin ortalamasını alın ve bu şekilde alacak miktarınızı netleştirin. Örneğin, uyuşmazlığınız ile ilgili iki uzman ile görüştünüz ve bunlardan biri alacak miktarınızı 90.000 TL ve diğeri 100.000 TL olarak hesapladı. Bu durumda, 90.000+100.000=190.000/2(iki uzmandan görüş alındı)=95.000 TL’yi istenmesi gereken alacak miktarı olarak belirleyebilirsiniz.

2)Davanın kazanılması ihtimaline göre talep bedelinin belirlenmesinin bir başka yolu da karar ağacı analizidir. Buna göre, yine yukarıda verilen oran üzerinden hareket edilecek olursa, davanın birçok defa görülmesi halinde elde edilecek ortalama değer, beklenen parasal değeri ifade eder. Dava yüz defa görülürse, yaklaşık 90 defası davanın kazanılmasıyla sonuçlanırken, 10 defası kaybedilmesiyle sonuçlanabilir. Bu durumda ele geçecek ortalama miktar (beklenen parasal değer), 90 defa kazanılan davada dava başına 100.000-TL olmak üzere, toplam (90×100.000=) 9.000.000-TL’dir. Buna karşılık 10 defa kaybedilen davada 0-TL ele geçecektir. O halde her iki değerin toplanarak (9.000.000+0=9.000.000) 100’e bölünmesi suretiyle bulunan ortalama beklenen parasal değer 90.000-TL’dir.

3) Dava sürecinin diyalektik bir süreç olduğunu, her ihtimalin her zaman yaşanabileceğini gözönünde bulundurun. Zaten avukatlar da yasal ve etik nedenlerle, davada lehinize olan hususların ve delillerin neler olduğunu ifade edebilirlerse de, davanın sonucunun ne olacağını size söylemeleri mümkün değildir. En iyi ihtimalde dâhi, % 10 oranında davayı kaybetme ihtimalinin olduğunu kabul edin. Açılacak davanın tamamen ya da kısmen kaybedilmesi durumunda, karşı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerini, avukatlık ücretini, dava zorunlu arabuluculuk kapsamında olan bir dava ise ödenmesi gereken arabuluculuk ücretini ve devletin davayı kaybeden taraftan tahsil ettiği yargı harçları konusunda bilgi sahibi olun ve kararınızı buna göre verin.

4)Medeni dünyada her sorun uzmanlarıyla birlikte çözümlenebilmektedir. Arabuluculuk süreci de dahil her aşamada, hukuki uyuşmazlıklarda uzman bir avukattan destek almak gereklidir. Arabuluculuk sürecinin bir avukatla birlikte yürütülmesi salık verilirse de, bu bir zorunluluk değildir. Ancak bir dava sürecinin avukatsız yürütülmesi son derece zordur. Dava yoluna gitmeniz durumunda avukatınıza ödeyecek olduğunuz ücret, başlangıçta ödenecek masraflar ve yargılama sonucunda üzerinizde kalacak masraflar konusunda net bilgi sahibi olun.

5)Paranın zaman değerini unutmayın. Özellikle enflasyonist ortamda alacak miktarları çok hızla erimektedir ve davalar kısa sürede sonuçlanmamaktadır. Şu anki koşullarda (bu yazının yazıldığı tarih olan 17.01.2023 tarihi itibariyle yasal faiz oranı %9, enflasyon oranı %64,27’dir) paranın alım gücünün sürekli azaldığını kabul ederek, bir çözüm yolu bulmaya çalışın. Örnek vermek gerekirse, bugün itibariyle alacak miktarınızın 100.000 TL olduğunu ve bir tahmin dahilinde iki yıl süre sonunda bitecek dava ile bu alacağı tahsil edeceğimizi, yasal faiz ve enflasyon oranın da sabit kalacağını varsayalım. Mevcut enflasyon oranına göre birinci yılın sonunda alacak miktarı 100.000-64270 (enflasyon oranında eriyen kısım)=35.730 TL birinci yıl sonunda aynı bedelin alım gücünü gösteren bedel ve ikinci yılın sonunda da 35.730 – 22.963=12.767 TL enflasyon nedeniyle iki yıl sonraki asıl alacak miktarının güncel değeri olmaktadır. Bu bedele her yıl işleyecek % 9 yasal faizi de eklersek, 18.000 + 12.767 = 30.767 TL yukarıda belirtilen 100.000 TL asıl alacak miktarının güncel (peşin sermaye değeri) olmaktadır. Görüldüğü gibi, özellikle enflasyonun yüksek olduğu ortamda, paranın alım gücü hızla değer kaybetmektedir. Bu durumda, dava gibi uzun yargılama sürecinden ziyade arabuluculuk ve tahkim gibi alternatif hukuki uyuşmazlık çözüm yöntemlerine olan talebin artmasına sebebiyet vermektedir. Yukarıdaki hesaplamanın örnek olarak verilen basit bir hesaplama olduğunu, bu konuda uzmanlardan destek alınması gerektiğini, bu örneğe dayanarak hesaplama yapmanızın hak kayıplarına sebebiyet verebileceğini de özellikle hatırlatmak isteriz.

Yorum yapın

* Lütfen yukarıda gördüğünüz denetim kodunu giriniz...