En kısa tanımıyla arabuluculuk, tarafların, bir veya daha fazla arabulucunun yardımı ile
bir anlaşmaya varmak için ihtilaflı meseleler üzerinde görüşme yaptıkları bir uyuşmazlık
çözüm sürecini ifade eder. Daha detaylı bir tanıma göre ise arabuluculuk, üçüncü
kişinin tarafları bir araya getirerek müzakere edebilmelerini sağladığı ve aralarındaki
iletişimi kolaylaştırdığı, çözüme ilişkin karar verme yetkisinin taraflarda kaldığı, sürece
ilişkin tavsiye veya karar verme yetkisinin ise üçüncü kişide olduğu bir yapılandırılmış
uyuşmazlık çözüm sürecidir. Arabuluculuk için en az iki tarafa ihtiyaç vardır; sürecin
arabuluculuk olarak nitelendirilebilmesi için ise bir üçüncü kişinin müdahalesi
gereklidir. Bu tarafsız üçüncü kişinin katılımı olmaksızın yapılan görüşmeler, bir diğer
alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olan müzakere olacaktır. Bu nedenle, arabuluculuk
yöntemine kolaylaştırılmış veya yardımlı müzakere de denilebilir. Arabuluculuk genel
anlamıyla, çatışmaların çözümü, yönetimi ve önlenmesi amacıyla kullanılan en etkili
yöntem olarak ele alınmakla birlikte, arabuluculuğun temel amacı, mahkemelerin
yoğunluğunu azaltmak değil, taraflar arasındaki iletişimsizliği arabuluculuk eğitimi
almış profesyoneller yardımıyla gidermektir.
Kanun, arabuluculuğu “sistematik yöntemler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde
bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirini anlamaları ve bu suretle
çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin
kurulmasını gerçekleştirilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir
üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi”
olarak tanımlanmaktadır.
Arabuluculuğun temel özelliklerinden birisi, uyuşmazlığın menfaat temelli çözülmesidir.
Yani, uyuşmazlığın çözümünde taraf menfaatleri ön plana çıkmaktadır. Arabulucu
gerekli görürse sürecin sonunda çözüm önerisinde de bulunmak suretiyle uyuşmazlığın
çözümüne yardımcı olmaktadır. Üstelik taraflar, mevcut düzenleme ve usullere bağlı
kalmaksızın sadece kendilerine özel bir çözüm yolu geliştirebilmekte ve herkes için
oluşturulmuş kalıplar içinde kalmak zorunda olmamaktadırlar. Dolayısıyla arabulucu,
tarafların ihtiyaçlarını her vakaya özgü güç ilişkilerini dikkate alarak ve bu çerçevede
oluşan pratik ve stratejik ihtiyaçlarını değerlendirerek ele almalıdır.
Arabuluculukta iletişim ve tarafları doğru anlayabilmek, büyük önem arz eder.
Arabulucu, iletişim becerilerini kullanıp, genellikle sorular sormak yoluyla ve sürecin
sonunda çözüm önerisinde de bulunmak yoluyla tarafların kendilerini ifade etmelerine
ve uyuşmazlığı çözmelerine yardımcı olur. Aslında, tarafsız üçüncü kişinin sürece
katılımından beklenilen temel fayda da budur.
Arabuluculuğun diğer önemli bir özelliği, gönüllülüktür. Taraflar, arabuluculuğun dava
şartı olduğu haller hariç sürece başlayıp başlamama, başladığı süreci devam ettirip
ettirmeme ve sonuçlandırıp sonuçlandırmama konusunda serbest iradeye sahiptir.
Arabuluculuğun dava şartı olduğu hallerde, dava açmadan önce arabuluculuğa
başvurmak zorunludur. Ancak bu hallerde de arabuluculuğa devam etmek ve sürecin
sonunda anlaşıp anlaşmamak tarafların ihtiyarındadır. Bunlar dışında, arabuluculuğun
belki de en önemli özelliği, gizliliktir. Aksi kararlaştırılmadıkça, arabuluculuk faaliyeti
esnasında elde edilen bilgilerin karşı tarafla veya üçüncü kişilerle paylaşılması ve
arabuluculuk sürecinde hazırlanan belgeler ve süreçte yapılan açıklamaların
anlaşmaya varılamaması hâlinde yargısal yollarda delil olarak kullanılması mümkün
değildir.
Arabuluculuk iradi bir süreç olduğu için, aksine yasal düzenleme olmadıkça yani
arabuluculuk dava şartı olmadıkça taraflar, arabuluculuğa başvuru konusunda
zorlanamaz. Dolayısıyla, arabuluculuğun bir dava şartı olarak düzenlenmediği
durumlarda, gönüllülük ilkesi gereği tarafların bu konuda anlaşmış olmaları ve bir
sözleşme yapmaları gerekecektir. Bu sözleşme, bağımsız bir sözleşme şeklinde
düzenlenebileceği gibi esas sözleşmeye arabuluculuk şartı konması suretiyle de
yapılabilir.
Arabuluculuğa, uyuşmazlık dava aşamasına gelmeden önce veya davanın görülmesi
sırasında başvurulabilir.
Arabuluculuğun dava şartı olduğu hallerde davacının dava açabilmesi için arabuluculuk
yoluna başvurulması ve arabuluculuk faaliyetinin sonunda verilen ve anlaşmaya
varılamadığını gösteren son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir
örneğini dava dilekçesine eklemesi gerekir (HUAK madde 18/A/2). Bugün için bazı iş
uyuşmazlıkları ve ticari uyuşmazlıklar ile tüketici uyuşmazlıkları için arabuluculuğa
başvuru dava şartıdır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3/1’inci maddesine
göre bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile
işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca, Türk Ticaret Kanunu’nun 4
üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar
paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce
arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun’un 73/A maddesi uyarınca, aynı maddede düzenlenen
istisnalar hariç, tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan
önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Başka konulara ilişkin
uyuşmazlıkların da dava şartı haline getirilmesi üzerinde çalışılmaktadır.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 28,29
”Arabuluculuk
Arabulucuya Nasıl Ulaşabilirim?
Tanıdığınız, bildiğiniz bir arabulucu varsa, öncelikle ona başvurabilirsiniz. Yoksa, karşı tarafın bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna ya da uyuşmazlığı yaratan olayın meydana geldiği yer arabuluculuk bürosuna başvurabilirsiniz.
Arabuluculuk Ücreti Ne Kadardır?
Arabulucuk ücreti, Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinde belirtilen miktarlardan az olamamak üzere (ayrıntılı bilgi için bakınız https://adb.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/ucret-tarifeleri30092020013011 ) anlaşmaya varılması durumunda en az % 6'dır. Taraflar arasında aksi kararlaştırılmadıkça bunun yarısı başvurucu, yarısı da karşı tarafça ödenir.
Arabulucu Kimden Para Alır?
Anlaşma olması durumunda, Arabulucu ücretini taraflardan alır. Dava şartı kapsamında arabuluculuk faaliyeti yürütülmesi halinde, anlaşma sağlanamaması halinde arabuluculuk ücretinin 2 saatlik kısmı devlet tarafından ödenir, 2 saati aşan kısmı taraflarca ödenir. İhtiyarı arabuluculuk faaliyetinde anlaşma olmaması halinde arabuluculuk ücretini yine taraflar ödemek zorundadır.
Arabulucuda Anlaşma Olursa Ne Olur?
Arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma sağlanırsa, bir anlaşma belgesi imzalanır. Anlaşma belgesinde belirtilen yükümlülükleri taraflardan bir tanesi yerine getirmezse, diğer taraf yükümlülüğün icra yoluyla yerine getirilebilmesi için, anlaşma belgesine mahkemeden icra edilebilirlik şerhi talep edebilir. Bu şerh işe birlikte artık anlaşma belgesi, mahkeme kararı niteliğinde bir belge haline gelir. Aynı mahkeme kararında olduğu gibi icra takibine konabilir. Arabulucunun, tarafların ve taraflar vekili olarak avukatların imzaladıkları anlaşma belgelerinin icra için, icra edilebilirlik şerhine gerek bulunmamaktadır.
Arabulucu ve Avukat Arasındaki Farklar Nelerdir?
Avukat, hukuki ilişkilerin düzenlenmesi ve hukuki uyuşmazlıkların çözümünde bilgi ve tecrübesini adaletin hizmetine ve kişilerin yararlanmasına sunan kimsedir. “Avukat” uyuşmazlık taraflarından birini temsil eder; onun hak ve menfaatlerinin korunmasına yardımcı olur; dolayısıyla taraflıdır. “Arabulucu” ise uyuşmazlığın çözümüne yardımcı olur, tarafı temsil etmez; bilakis tarafsızdır. Avukat hukuki bilgisi ile taraflara hizmet sunarken arabulucu, tarafa hukuki açından görüş vermez, yol göstermez. Ancak bu konuda bir ihtiyaç olması hâlinde, ihtiyaç duyan taraflara bir avukata başvurarak yasal tavsiye (legal advice) almalarını önerebilir.
Avukatlık mesleğini icra etmek için, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’ndaki şartları taşıyan hukuk fakültesi mezunlarının avukatlık stajını tamamladıktan sonra bir baroya kayıt olmaları gerekmektedir. Arabulucu olabilmek için ise HUAK’daki şartları taşımak ve Arabuluculuk Daire Başkanlığının tuttuğu sicile kaydolmak gerekir. Her bir taraf avukatını seçerken serbestçe hareket edebilirken, arabulucunun seçimi veya hangi usulle atanacağı konusunda tarafların tümünün ortaklaşa karar vermeleri gerekir.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 71
Arabulucu ve Hakem Arasındaki Farklar Nelerdir?
Hakem, özel hukuk uyuşmazlıklarının yargısal yolla çözümünde yer alır ve tahkim süreci, üçüncü bir kişinin yani hakemin uyuşmazlık hakkında nihai kararı ile sona erer. Hakem, tahkim sürecinde tarafsız olmalı ve yargılamayı idare etmelidir. Arabuluculuk yönteminde de hakem gibi bir tarafsız üçüncü kişiye ihtiyaç vardır; ancak arabulucunun rolü yargılama yapmak ve hüküm vermek değil, tarafların üzerinde anlaşabilecekleri ortak bir çözüm bulmalarına yardım etmektir. Zira arabuluculuk süreci bir yargılama değildir; arabulucu sürecin sonunda tahkimde olduğu gibi nihai ve tarafları bağlayıcı bir karar vermez, sadece süreci yürütür. Bununla birlikte, gerek tahkimde gerek arabuluculukta tarafsız üçüncü kişiyi kural olarak taraflar seçerler. Tahkim yönteminde seçim mümkün olmaz ise atama, bir atama kurumu tarafından yapılır. Gerek hakem kararı gerek arabuluculuk neticesinde elde edilen anlaşma metni, öngörülen diğer şartları taşıması hâlinde (HMK madde 407 vd.; HUAK madde 18/2) icra kabiliyetine sahiptir.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 71
Arabulucu ve Hâkim Arasındaki Farklar Nelerdir?
Hâkim, devlet adına yargılama yapıp uyuşmazlık hakkında yargılama yoluyla nihai kararı veren kişidir. 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’ndaki şartları taşıyan hukuk fakültesi mezunları, hâkimlik stajının tamamlanması sonrasında atanarak bu mesleği yapabilirler. Hâkim atamaları, devlet tarafından yapılır. Dolayısıyla arabulucu kural olarak taraflarca seçilirken hâkim, devlet tarafından atanmıştır ve yetki, görev ve iş dağılımı kuralları çerçevesinde önüne gelen dosyaların çözümü ile ilgilenir. Hâkim, meslek ilkeleri gereği tıpkı arabulucu gibi tarafsız bir şekilde uyuşmazlığın çözülmesi için görev yapar. Fakat arabulucudan farklı olarak bu görev, mevcut hukuk kuralları ve delillerden yararlanarak uyuşmazlığı nihai şekilde sona erdirilmeyi kapsar. Hâkimin verdiği karar, taraflar için bağlayıcıdır ve tarafların yargılamanın sonucu üzerinde bir kontrolü yoktur. Arabuluculukta bağlayıcı bir karar elde edilebilmesi ise tamamen tarafların bu konuda anlaşmış olmalarına bağlıdır. Görevi taraflara yardım etmekten ibaret olan arabulucu, yargılama yapmadığı için uyuşmazlık hakkında karar verme gibi bir yetkiye sahip değildir. Sürecin sonucunda nasıl bir karar elde edilebileceği veya bir karar elde edilip edilemeyeceği taraflara kalmıştır.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 72
Arabulucu ve Uzlaştırmacı Arasındaki Farklar Nelerdir?
Türkiye’de uzlaştırmacı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre kanunda belirtilen suçlar için, mağdur veya suçtan zarar gören tarafın uzlaşma teklifini kabul etmesi üzerine ve fail ile bu kimselerin uzlaştırılması için atanan, savcı, avukat veya hukuk eğitimi görmüş herhangi bir kişidir. Arabuluculukta taraflarca seçilen tarafsız üçüncü kişiden farklı olarak uzlaştırmacı, savcı tarafında görevlendirilir. Uzlaştırma süreci, arabuluculuk süreci gibi gizlidir ve uzlaşma kararı, yine taraf iradesindedir. Uzlaştırmacı da taraflar arasındaki çatışmanın çözülmesine yardımcı olan kimsedir. Fakat uzlaştırma, bir suçun işlenmesi sonucunda ortaya çıkmış ceza hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların hukuki neticelerinin çözümünde kullanılan bir yöntem iken arabuluculuk, özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde kullanılan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biridir.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 72
Arabuluculukta Hazırlık Aşaması Nedir?
Hazırlık aşaması, arabuluculuk sürecinin ilk aşaması olarak değerlendirilmektedir; ancak arabuluculuk faaliyetinin fiilen başlamasından önceki süreyi de kapsayabilir. Diğer taraftan bu aşama, hem arabulucu hem de tarafların önem vermesi gereken bir aşamadır. Bu aşamada başlıca amaç, arabuluculuk faaliyeti için gereken hazırlıkları yapmaktır. Arabulucu, bu aşamada taraflarla ayrı ayrı veya birlikte bilgilendirme oturumu düzenleyebilir. Bilgilendirme oturumu, tarafların yaş, cinsiyet, eğitim durumu, engellilik durumu vb. özellikleri dikkate alınarak gerçekleştirilmeli ve tarafların sunulan bilgileri kavrayabildiğinden emin olunmalıdır. Bazı çalışmalarda, arabuluculuk sözleşmesi uygulanmadan önce taraflara görüş veren arabulucunun ilgili uyuşmazlıkta arabuluculuk yapmaması gerektiği, çünkü bu durumun arabulucunun bağımsızlığı ve tarafsızlığına zarar verebileceği belirtilmektedir. Arabulucu ve taraflar arasında belirli kurallara göre arabuluculuk sürecinin nasıl yürütüleceğine ilişkin yükümlülükleri gösteren arabuluculuk
sözleşmesi (agreement to mediate) mutlaka yapılmalıdır. Sözleşme, arabulucunun yetkisi dâhilindeki tüm faaliyetleri kapsayacak şekilde hazırlanmalıdır.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 72
Arabuluculukta Başlangıç Aşaması Nedir?
Arabulucunun sürece ilişkin bilgi vermesiyle başlayan bu aşamada temel kurallar belirlenir; sürece katılan taraflar kendilerini tanıtırlar. Arabulucu, varsa eş arabulucu, taraflar ve avukatları dâhil bütün katılımcılar, arabuluculuk sözleşmesini tarih atarak imzalar. Formalitelerin hızlı bir şekilde tamamlanması için standart sözleşme formlarının kullanılması tavsiye edilmektedir.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 85-86
Arabulucukta İnceleme/Araştırma Aşaması Nedir?
Arabuluculuğun bu aşamasında amaç, mevcut uyuşmazlıkla ilgili olayları, duyguları ve diğer önemli hususları ortaya çıkarmak, anlaşmaya yönelik başlıkları tespit etmek ve bir sonraki aşamanın gündemini hazırlamaktır. İnceleme / araştırma aşamasında arabulucu, taraflara sırasıyla söz verir. Arabuluculukta yargı sürecindeki gibi davacı-davalı yoktur. Sürecin başında kimin başlamak istediği taraflara sorulur. Bu noktada, pozisyonların altında yatan menfaatler ve ihtiyaçlar da tespit edilebilir. Tarafların birbirlerine olan yaklaşımları, çekişmeli bir yaklaşımdan işbirlikçi bir yaklaşıma doğru yönlendirilir.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 86
Arabulucukta Müzakere Aşaması Nedir?
Müzakere aşamasında taraflar, arabulucunun yardımı ile uyuşmazlık konularını müzakere eder ve anlaşmaya varmaya çalışır. Gündem hazır olduğunda arabulucu, taraflardan olası seçenekler hakkında konuşmalarını ister. Bazı arabulucular, tarafları, beyin fırtınası tekniğini kullanarak anlık fikir yürütmeleri ve bir veya birden fazla çözüm bulmaya çalışmaları, son olarak da bunlardan başarı olasılığı en yüksek olanları belirlemeleri yönünde teşvik eder. Bu noktada tarafların fikirlerini beyan etmesi, onlar için hiç bir şekilde bağlayıcı olmaz; bu çalışma menfaatlere uygun ve uygulanabilir çözüm seçenekleri bulmak için yapılır. Arabulucu, taraflardan çözüm seçeneklerini sıralamalarını, her bir seçeneğin nasıl
uygulanabilir olduğunu ortaya koymalarını ve alternatifler üzerinden sorunu çözmeye çalışmalarını teşvik eder. Son olarak, katılımcılar kararlarını gözden geçirir, ayrıntıları tartışır ve ilgili seçeneklerin işe yarayıp yaramayacağı ve menfaatlerini karşılayıp karşılamayacağını değerlendirmek için bir gerçeğe uygunluk testi yaparlar.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 86
Arabuluculukta Sonuç/Anlaşma Aşaması Nedir?
Bu aşamada amaç, arabuluculuk faaliyeti ve sonuçlarını etkili bir şekilde değerlendirmektir. Taraflar arasında bir anlaşma sağlandığında arabulucu, anlaşmanın herkesçe anlaşılıp anlaşılmadığını teyit eder. Kural olarak anlaşma belgesi, taraflar veya onların avukatları tarafından hazırlanır. Ancak anlaşma taraflara ait olsa da, arabulucu bunun yazıya dökülmesi konusunda yardımcı olabilir. Bununla birlikte, anlaşma belgesinin yazılmasında arabulucunun rol alması hususu tartışmalıdır. Uygulamada arabulucu, genelde belgenin yazıya dökülmesinde rol alır ve gerektiğinde anlaşmanın geliştirilmesine yardımcı olur. Ayrıca, teşvik edilen taraflara anlaşmaya uyulması konusunda ise icra edilebilirlik şerhini hatırlatır. Eğer taraflar bir anlaşmaya varamazlar ise; arabulucu tarafları bir anlaşmaya ulaşmaları yönünde adım atmaları için teşvik eder.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 86
Arabuluculukta Gerçeklik Testi Nedir?
Arabuluculukta, taraflara anlaşma olması veya olmaması durumunda neler kaybedileceğinin anlaşılması durumuna denir. Arabuluculuk sürecine ve müzakere masasındaki bir anlaşmaya tarafların bağlılığını artırmak için, anlaşamamanın alternatif maliyetlerinin ortaya konması “gerçeklik testi” olarak anılır. Gerçeklik testi ayrıca tarafların -kısıtlarını da dikkate alarak- anlaşmaya tam olarak uyup-uyamayacaklarının da testinin yapılmasını sağlayabilir. Aksi takdirde dayanıklı olmayan ve uygulanamaz nitelikte anlaşmalar tarafları hiçbir yere götürmeyecektir. Örneğin; bir tarafın kendine fiziki zarar vermesi gibi bir anlaşma, emredici kural olarak şahsiyet haklarına aykırı olduğundan, olası böyle bir durumun önlenmesi arabulucunun sorumluluğundadır. ancak, uzlaşma sağlanamaması durumunda uyuşmazlığın mahkeme sürecine intikalinde, sonucun kontrolünün taraflardan çıkması, karşı tarafla ilişkinin zedelenmesi, ihtiyacını tatmin etmenin çok zaman alması ve bunun sonucunda elde edilenin önemini kaybetmesi, herkesin davayı duyabilmesinden ötürü itibar kaybı gibi hususlar gerçeklik testinin konusu olabilirler.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 165
Müzakeredeki Anlaşmanın Alternatif B Planı (BATNA) Nedir?
Genellikle BATNA (BEST ALTERNATIVE TO A NEGOTIATED AGREEMENT) olarak da anılan bu kavram, karşı taraf sizle müzakereye girmezse veya mevcut müzakere başarısız olur ve anlaşma sağlanamazsa uygulanacak “alternatif B planı anlaşma” hareket tarzıdır (Fisher, Ury, Patton, 1991). Arabuluculuk ile uyuşmazlık çözümünde müzakere süreci statik değil, dinamik bir süreçtir. Bu dinamikliği sağlayan; direnç noktası, hedef noktası, ilk teklif, karşı teklif, tavizler, BATNA (alternatif B planı anlaşma), anlaşma aralığı gibi kavramların müzakere süreci içerisindeki varlığıdır. Arabulucunun, uyuşmazlık taraflarının BATNA’larının olup-olmadığını bilmesi önemli bir bilgidir ve tarafların masada kalabilme sürelerinin ve dirençlerinin belirlenmesinde ve buna göre yönetiminde yardımcı olabilmektedir (Lewicki, Barry, Saunders, 2010).
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 163-164
Arabuluculukta İcra Edilebilirlik Şerhi Nedir?
Arabuluculuk sürecine başvurulmuş ve sürecin sonunda bir anlaşma belgesi hazırlanmış olsa bile, bu belgenin mahkemede icra edilmesi her zaman gerekmeyebilir. Ancak belgenin icra edilmesi gerekir ise mahkemeye icra edilebilirlik şerhi almak için başvurulabilir (HUAK, madde 18/2; HUAKY, madde 22/2). Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 182
Arabuluculukta Son Tutanak Nedir?
Son tutanak, arabuluculuk faaliyetinin sonunda ve tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya faaliyet başka sebeple sona erdi ise bu sebep yazılmak yoluyla düzenlenir (HUAK- madde 17/2 HUAKY, madde 20/2). Tutanak, arabuluculuk sürecinin sona erdiğini belgelemek için düzenlenir; arabulucu ve taraflar veya vekillerince imzalanır. Tutanak, taraflar veya vekillerince imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır. Son tutanağa faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir (HUAK, madde 17/3, HUAKY, 20/2). Tutanak, temel bilgileri içerebileceği gibi ayrıntılı bilgiler de içerebilir. Tutanakta yer alacak temel bilgiler, tarafların kimler olduğu ve uyuşmazlık konusunun ne olduğuna ilişkindir. Tutanak düzenlenirken gizlilik ilkesinin ihlal edilmemesine dikkat edilir. Arabulucu, tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar; sürecin sona erdiği hususu ile zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin işlemeye devam ettiği hususlarını taraflara iletmesi yerinde olur. Gerekli açıklamaları yapma yükümlülüğü, tarafların aydınlatılması yükümlülüğünün bir uzantısıdır.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 179
Arabuluculukta Anlaşma Belgesi Nedir?
Taraflarla yapılan özel veya ortak oturumlar sonrasında, arabuluculuk süreci başarı ile tamamlanır; yani ortak bir noktada fikir birliği sağlanırsa, taraflar bir anlaşmaya varmışlar demektir.Taraflar sözlü anlaşmaya vardıkları oturumda, bunu yazıya dökerek imzalayabilirler veya arabuluculuk sonunda anlaşmanın ana hatlarını içeren bir taslağı hazırlayarak, bunu daha sonra imzalanmış asıl anlaşma metnine dönüştürecek olan avukatlara verebilirler. Anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir ve anlaşma metni, taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır (HUAK, madde 18/1; HUAKY madde 21/1). Bu belgeye anlaşma belgesi denir.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 179
Arabulucuya Başvuru Nasıl Yapılır?
Arabulucuya başvuru konusunda zaman ve usul tarafların iradesine bırakılmıştır (HUAK madde 13/1, HUAKY madde 17/1). Taraflar, dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Bu anlaşma, taraflar arasında yapılmış ayrıca bir sözleşme ile veya uyuşmazlığın esasına ilişkin sözleşmeye konulacak bir hükümle sağlanmış olabilir. Arabuluculuğa başvuru için taraflarca daha önce bir anlaşma yapılmamış olsa da, bir taraf diğerine uyuşmazlıklarını arabuluculuk yoluyla çözmeyi teklif edebilir (HUAK madde 13/2, HUAKY madde 17/2). Aksi kararlaştırılmadıkça, bu teklife otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise teklif reddedilmiş sayılır. Dava açıldıktan sonra arabulucuya başvuru, mahkeme tarafından da teşvik edilebilir. (HUAK madde 13, HUAKY madde 17/1). Mahkeme bu teşviki, arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklarda tarafları, arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatıp, arabuluculuk yoluyla uyuşmazlığın çözümünün sosyal, ekonomik ve psikolojik faydalarını hatırlatarak yapar. HUAK madde 13’teki düzenlemeye benzer bir hüküm Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137. maddesinde yer almaktadır. Bu hükme göre, “Mahkeme, …. tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” HMK, hâkime bu noktada bir ödev yüklenmiş, mahkemenin tarafları arabulucuya başvuru konusunda teşvik etmesini istemiştir. Yine devam eden hükümlerde (HMK madde 140/1,2) “Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder. Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır.” Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür” ifadesi yer almaktadır.
Dava şartı olan arabuluculukta, başvuru, uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır (HUAK madde 18/A/4). Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir (HUAK madde 18/A/5). Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir. Başvuran taraf, kendisine ve elinde bulunması hâlinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verir (HUAK madde 18/A/6). Büro, tarafların resmî kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmaya da yetkilidir. İlgili kurum ve kuruluşlar, büro tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 179/204
Arabulucu Ücretini Karşılayacak Ekonomik Güce Sahip Değilim. Adli Yardım Talep Edebilir miyim?
Arabuluculuk ücretini karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan taraf, arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh mahkemesinin kararıyla adli yardımdan yararlanabilir. (HUAK madde 13/3; HUAKY madde 15/3).
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 200
Arabulucu Nasıl Seçilir?
Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir (HUAK madde 14; HUAKY madde 168). Taraflar, arabulucunun nasıl seçileceğini, sözleşmeye konulacak bir arabuluculuk şartı veya yapılacak müstakil/bağımsız bir arabuluculuk sözleşmesi ile önceden kararlaştırabilirler. Taraflar, hazırlayacakları şart veya sözleşme ile arabulucunun seçimi için bir kurum veya kişiyi yetkilendirebilirler. Her durumda, seçilecek arabulucu, tarafsız ve bağımsız olmalı ve kanunun aradığı şartları taşıyan bir kişi olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, Kanunun 20. maddesinde yer alan şartları taşımayan bir kişi ile gerçekleştirilen faaliyet, HUAK’daki hüküm ve sonuçları doğurmayacaktır.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 201
Arabuluculuk Görüşmelerinde Geçen Sürede Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler İşlemeye Devam Eder mi?
Arabuluculuk sürecinin hak düşürücü süre ve zaman aşımı sürelerine etkisi, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra sürece başvuruya göre ikili bir ayrıma gidilerek düzenlenmiştir (HUAK madde16; HUAKY madde 20).
a) Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
b) Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri veya duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Arabuluculuk sürecinin başlamasından (son tutanakla tespit edilen) sona ermesine kadar geçen süre, zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 203
Hangi Hallerde Arabuluculuk Süreci Sona Erer?
Arabuluculuk sürecinin hangi hâllerde sona ereceği özel olarak düzenlenmiştir (HUAK madde 17/1, HUAKY madde 21/1,6).
Bu hâller:
a) Tarafların uyuşmazlık konusu üzerinde anlaşmaya varması. Sürecin anlaşma ile bitmesi en doğal sonuçtur.
b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi. Arabulucu, sürecin devamında bir yarar görmez ise önce taraflara düşünmeleri için süre verebilir. Bu süre sonunda uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözümü mümkün görülmez ise sürece son verilir.
c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi. Arabuluculuğun iradiliği ilkesi gereği taraf, her zaman süreçten çekilebilir; bu durumda sürece son verilir.
ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi. İradilik ilkesi gereği taraf tek başına süreçten çekilebileceği gibi sürecin sonlandırılması konusunda taraflar birlikte de karar verebilir.
d) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığın tespit edilmesi,
kanunda yer almamakla birlikte gerçek kişi tarafın vefat etmesi durumunda arabuluculuk süreci sona erer.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 203
Arabuluculuk Görüşmeleri Ne Kadar Sürer?
Dava şartı olan arabuluculuk sürecinde, konusu iş ve tüketici olan davalarda arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir (HUAK madde 18/A/9).
Dava şartı olan ticari uyuşmazlıklarda arabulucu, dosyanın kendisine verildiği tarihten itibaren altı hafta içinde başvuruyu sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 205
Arabulucu Tarafından Belirlenen İlk Toplantıya Katılmadım. Sonucu Ne Olur?
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır (HUAK madde 18/A/11). Bu fıkra tüketici aleyhine uygulanmaz (6502 sayılı Kanun madde 73/A/2).
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 205
Arabulucunun Taraflara Ulaşamaması Halinde Arabuluculuk Süreci Tamamlanmış Olur mu?
Arabulucu tüm çabalarına rağmen taraflara ulaşamazsa, bu durumu belgelendiren tutanağı hazırlar ve Adalet Bakanlığı'na bildirir. Bu durumda dava şartı arabuluculuğun gerçekleştiği kabul edilir.
Tahkim Yolunun Açık Olduğu Durumlarda da Zorunlu Arabuluculuk Var Mıdır?
Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz (HUAK madde 18/A/18).
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 206
Arabuluculuk Süreci Nasıl İşler?
Arabuluculuk süreci kabaca, Hazırlık, Başlangıç, İnceleme/Araştırma, Müzakere ve Sonuç olmak üzere beş aşamadan oluşur. Bu aşamalar birbirini takip etmek zorunda değildir. Arabulucunun ve tarafların isteğine ve koşullara aşamalar yer değiştirebilir.
Avukatsız Arabulucuya Gidilir mi?
Evet gidelebilir. Ancak, hukuki bir süreç olan arabuluculuk sürecinde hak kaybına uğramamak için, bir avukattan destek almak her zaman için tarafların menfaatinedir.
Arabuluculukta Anlaşma Aralığı Nedir? Nasıl Bulunur?
Örneğin; haksız fiil sonucu, birinin malına zarar verilmesi hâlinde, zarar veren 60.000 TL üzerinde bir rakam vermemeyi, zarar gören de 40.000 TL altında bir rakamı kabul etmemeyi planlıyorsa, 40.000 TL zarar gören, 60.000 TL ise zarar veren için direnç noktasıdır (bottom line-resistance point). Yani bu rakamlar, tarafların kabul edebilecekleri en kötü anlaşma şartlarıdır ve taraflar, bu rakamların altına inmeyecek veya yerine göre üzerine çıkmayacaklardır. İki tarafın direnç noktaları arasındaki bölge ise bu kişilerin anlaşma aralığıdır (settlement zone). Bu aralık dışında anlaşmak mümkün olmaz. Anlaşma aralığı dahilinde yapılan anlaşmalar, yargılamaya devam edilmesi hâlinde elde edilebilecek olandan daha iyi bir sonucu sunmuş demektir. Her iki taraf da görüşmelerin sona ermesi hâlinde önlerine çıkacak alternatif yerine, bu alanda anlaşmayı tercih edeceklerdir. Taraflara, anlaşmanın çıkmaza girmesi nedeniyle, mevcut imkânlardan birisini kaybetmeyi riske atıp atmayacakları sorulabilir. Eğer riske atamıyorlarsa, bu demektir ki; direnç noktasına eşit veya daha iyi bir teklifle karşılaşılmıştır. Bir anlaşma aralığı olduğu anlaşıldığında, özel bir oturumda veya duruma göre taraflar bir arada iken, sadece bir anlaşma aralığı olduğu söylenebilir veya ima edilebilir. Böylece artık taraflar, mahkemeye göre daha iyi bir seçenekleri olduğunun farkına varırlar ve arabuluculuğa daha istekle devam edebilirler. Anlaşma aralığının bulunması, her zaman tarafların anlaşacakları anlamına gelmez. Ancak arabulucu teklifi yapan veya teklifte bulunulan tarafı anlaşma aralığının ortalarına gelme konusunda teşvik ederek, orta yolu bulmaya ve anlaşma ihtimalini güçlendirmeye çalışmalıdır. Taraflar için ortak bir anlaşma aralığı olmaması hâlinde, iki taraf arasındaki mesafeye, negatif anlaşma aralığı (negative settlement zone) denir. Negatif anlaşma aralığı olan hâllerde, müzakerelere ve teklif sunmaya devam edilerek, karşı tarafın anlaşma aralığında bir değişiklik olması beklenebilir. Sabit meblağ üzerine yapılan müzakerelerde, müzakere konuları çoğaltılarak, başka konulardaki menfaatlerin değiş tokuşu ile ilk konudaki kayıplar kapatılabilir. Bunun gibi bütünleyici seçenekler aranabilir. Yalnız, bunlar denenmez veya sonuç alınamazsa; artık arabuluculukta ısrar etmenin bir anlamı yoktur.
Kaynak: Temel Arabuluculuk Eğitimi Katılımcı Kitabı, 2021, Sayfa 140-141
Hangi Davalarda Zorunlu Arabuluculuk Bulunmaktadır?
Bu yazının yayınlandığı 17.01.2023 tarihi itibariyle, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesine göre kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartıdır. Yine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Benzer şekilde, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/A maddesi uyarınca, aynı maddede düzenlenen istisnalar hariç, tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.