İhbar ve Kıdem Tazminatlarının Uygulanmasında Esnaf Kriteri

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2008/39179
Karar No.
2008/31290
Tarihi
18.11.2008
İLGİLİ MEVZUAT
507-ESNAF VE KÜÇÜK SANATKARLAR KANUNU/2
4857-İŞ KANUNU (İK)/4
5521-İŞ MAHKEMELERİ KANUNU/1
KAVRAMLAR
KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI
ESNAF KRİTERİ
İŞÇİLİK ALACAKLARININ TAHSİLİ
ÖZET
SOMUT OLAYDA; DAVACI MAYIS 1994 VE ŞUBAT 2008 TARİHLERİ ARASINDA ÇALIŞTIĞINI İDDİA ETTİĞİNDEN DAVALININ ESNAF OLUP OLMADIĞI KONUSUNDA YUKARIDA AYRINTILI OLARAK AÇIKLANDIĞI ÜZERE 507 S.Y.NIN VE 5362 S.Y.NIN YÜRÜRLÜKTE OLDUĞU DÖNEM İÇİN AYRI AYRI DEĞERLENDİRME YAPILMALIDIR. DAVACI; DAVALININ ÇİFTÇİLİK YAPTIĞI VE DÖRT ADET DOLMUŞTA HİSSESİNİN BULUNDUĞUNU İDDİA ETMİŞTİR. 507 S.Y.NIN YÜRÜRLÜKTE OLDUĞU DÖNEM İÇİN ESNAF KRİTERİNİN BELİRLENMESİNDE DAVALININ MÜNHASIRAN GEÇİMİNİ DOLMUŞÇULUKTAN SAĞLAYIP SAĞLAMAMASI ÖNEM KAZANMAKTADIR.MAHKEMECE BU KONUDA GEREKLİ ARAŞTIRMA YAPILMAMIŞTIR. 507 SAYILI YASANIN YÜRÜRLÜKTE OLDUĞU DÖNEM DAVALININ DOLMUŞÇULUKTAN BAŞKACA GELİR KAYNAĞININ BULUNUP BULUNMADIĞI ARAŞTIRILARAK SONUCUNA GÖRE KARAR VERMEK GEREKİRKEN EKSİK İNCELEME VE DEĞERLENDİRME İLE KARAR VERİLMESİ HATALI OLUP BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili ve izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Göçer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Uyuşmazlık davalıya ait işyerinin esnaf niteliğinde olup olmadığı ve bu işyerinde çalışan işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir.

İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava “iş mahkemesi sıfatıyla” açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda, asliye hukuk mahkemesi ara kararı ile “iş mahkemesi sıfatıyla ” baktığını belirterek davaya bakmaya devam eder.

İşçinin İş Kanunu kapsamında kalmaması halinde iş mahkemesine açılan davada, dava dilekçesinin görev nedeni ile reddi ve davanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırı olacaktır.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1.maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasının 1 bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde” bu kanun hükümleri uygulanmaz. Kısaca, işçi esnaf niteliğindeki işyerinde çalışıyor ve bu işyerinde çalışan işçi sayısı 3 ve daha az ise, işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir.

507 sayılı Kanunun 2.maddesinde “İster gezici olsun ister bir dükkan veya bir sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar ticari sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer ve gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icap ettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısıyla ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmeyen, ayni niteliğe ( sermaye unsuru olsun olmasına ) sahip olmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet, meslek ve küçük sanat sahipleriyle bunların yanında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin 1. maddede belirtilen amaçlarla kuracakları dernekler bu kanun hükümlerine tabidir” denilmektedir.

507 sayılı kanun 21.06.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5362 Esnaf Ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunun 76.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin 2. cümlesi ile diğer yasaların 507 sayılı yasaya yaptıkları atıfların 5362 sayılı yasaya yapılmış sayılacağı da açıklanmıştır. Bu durumda 4857 sayılı İş Kanununun 4.maddesinde 507 sayılı yasaya yapılan atıf, 5362 sayılı yasaya yapılmış sayılmalıdır. Bahsi geçen yeni yasal düzenlemede esnaf ve sanatkâr tanımı değiştirilmiştir. Yeni yasanın 3.maddesine göre “Esnaf ve sanatkâr: İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseleri olarak belirtilmiştir. 507 sayılı yasada yazılı olan “geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin” sözcükleri yeni yasada yer verilmemiştir. Yeni yasanın düzenlemesi karşısında artık 21.06.2005 tarihinden sonra İş Kanunun kapsamını belirlerken, “geçimini münhasıran bu işten sağlama” ölçütü dikkate alınmamalıdır.

5362 sayılı yasadaki düzenleme ile esnaf ve tacir ayrımında başka kriterlere yer verilmiş olup, kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlük yapanların da ekonomik sermayesi, kazancının tacir sanayici niteliğini aşmaması ve vergilendirme gibi ölçütler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekecektir. 507 sayılı yasa döneminde esnaf sayılan kamyoncu, taksici, dolmuşçu gibi kişilerin de bu yeni kriterler çerçevesinde esnaf sayılmama ihtimali ortaya çıkmaktadır. Ekonomik faaliyetini daha çok bedeni çalışmasına dayandıran düşük gelirli taksi ve minibüs işletmesi sahiplerinin esnaf olarak değerlendirilmesinin daha doğru olacağını belirtmek gerekir.

5362 sayılı yasanın 3.maddesinde belirtilen esnaf ve sanatkar faaliyeti kapsamında kalan işyerinde 4857 sayılı yasanın 4/ı bendi uyarınca, üç kişinin çalışması halinde bu işyeri iş kanunun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede, üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni günü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri İş Kanununa tabi olacaktır.

Somut olayda; davacı Mayıs 1994 ve Şubat 2008 tarihleri arasında çalıştığını iddia ettiğinden davalının esnaf olup olmadığı konusunda yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere 507 S.Y.nın ve 5362 S.Y.nın yürürlükte olduğu dönem için ayrı ayrı değerlendirme yapılmalıdır. Davacı; davalının çiftçilik yaptığı ve dört adet dolmuşta hissesinin bulunduğunu iddia etmiştir. 507 S.Y.nın yürürlükte olduğu dönem için esnaf kriterinin belirlenmesinde davalının münhasıran geçimini dolmuşçuluktan sağlayıp sağlamaması önem kazanmaktadır.Mahkemece bu konuda gerekli araştırma yapılmamıştır. 507 sayılı yasanın yürürlükte olduğu dönem davalının dolmuşçuluktan başkaca gelir kaynağının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.