Yurtdışı Marka Tescili

Genel olarak belirtmek gerekirse, bir marka hangi ülkede tescil edildiyse sadece o ülkede koruma altına alınmıştır. Türkiye’de tescilli olan bir marka yalnızca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde geçerli olmaktadır. Geniş piyasa içinde bir markanın sadece tek bir ülke sınırları içinde korumaya alınması günümüzde artık yeterli olmamaktadır. Bu ihtiyaçtan dolayı 1989 yılında Madrid Protokolü kabul edilmiştir. Uluslararası bir protokoldür ve 1996 yılında da uygulanmaya başlanmıştır. Uluslararası tesciller, WIPO yani Dünya Fikri Haklar Örgütü tarafından takip edilmektedir. Bu örgütün oluşturduğu bürolar tarafından işlemler yapılır.
Öncelikle tescil yapılmak istenen ülkede bir ön araştırma yapılır. Daha sonra tescil işlemlerine başlanır. Tescili yapılmak istenen markanın öncelikle ulusal ofis yani bizdeki Türk Patent Enstitüsü’ne başvurusu yapılır. Daha sonra ise sahibi markasını uluslararası tescil yaptırmak istiyorsa WIPO bürolarına başvurarak bu işlemi gerçekleştirebilir.
Böylelikle 75 ülkede geçerli olacak biçimde markasına koruma sağlamış olmaktadır. 75 ülkede geçerli olacak tescil için tek bir formla ve bir tek ücret ödemek şartıyla başvuru yapılabilmektedir. 
Bu işlem daha genelde ihracat yapan firmalar tarafından tercih edilmektedir. İhracat yapan firmalar öncelikle markalarını Türkiye’de tescil ettirirler, daha sonra ise mutlaka ihracat yaptıkları ülkelerde geçerli olacak tescili almaları gerekir. İhracat yapan firmalar markalarını tescil ettirmeyi ihmal ederlerse ihracat yapılan ülkelerde tescilli olan ve bu markalarla benzerlik gösteren diğer markalar olabileceği için ihraç ettikleri mallara el konulabilir. Veya bu durum firmaların çeşitli para cezaları almalarına neden olabilir hukuki süreçlere maruz kalabilirler.
Firmalar Madrid Protokolüne göre tek bir ücret ödeyerek ve tek bir formla 75 ülkede markalarına tescil alabildikleri gibi tek tek istedikleri ülkelerde geçerli olabilecek şekilde markalarını tescil ettirebilirler. Uluslararası tescilinin geçerlilik süresi 10 yıldır. Uluslararası tescil başvuruları sahibi firmalar tarafından değil de yetkili ofisler tarafından yapılmalıdır. Öncelikle yetkili ofislere başvuru yapılır. Bu ofisler Uluslararası Büro’ya başvuruyu iletirler. Uluslararası Bürolara firmalar veya kişiler tarafından direkt olarak yapılan başvurular kabul edilmemektedir.
Özellikle ihracat yapan firmalar, ihracat yaptıkları ülkelerde tescil ettirmezlerse markaları ile benzer veya aynı isimler ve logolar başka firmalar adına tescil ettirilebilir. Böyle bir durumda firmanın ürünlerinin gümrüklerden geçmesi yasaklanır ve el konulabilir. Hatta ihracat yapılan ülkelerde malları toplatılabilir para cezaları verilebileceği gibi haklarında hukuki davalar açılabilir.
1996 yılında uygulaması başlayan Madrid Protokolü ülkemizde 1999 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu protokol sayesinde Türk markalarının uluslararası tescil alma imkanı sağlanmış olmaktadır. Bu protokol dahilinde 75 tane ülke vardır. Madrid Sisteminin amacı tek bir dil ile ve tek bir başvuru ile prokole üye olan ülkelerde tescilin yapılmasını sağlamaktır. Tescil ardından yapılacak değişikliklerinde yani unvan, adres değişiklikleri, devir işlemleri gibi işlemlerin de bir tek işlemle uluslararası sicile kayıtlarını sağlamaktır. Madrid sisteminden, bu protokole dahil olan bir ülkede sinai ve ticari kuruluşu kişiler veya o ülkede yerleşik olarak yaşayan kişiler veya o ülke vatandaşı olan kişiler faydalanabilmektedir.