Marka Hakkının İhlalinde İtibar Tazminatı

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2008/1536
Karar No. 2009/5629
Tarihi 11.05.2009

İLGİLİ MEVZUAT
818-BORÇLAR KANUNU/42
KAVRAMLAR
MARKAYA TECAVÜZ EYLEMİNİN DURDURULMASI
MARKA HAKKINA TECAVÜZ
MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ

ÖZET
DAVACI VEKİLİ, DAVALILARIN EYLEMLERİNDEN MÜVEKKİLİ MARKASININ İTİBARININ DA ZARARA UĞRADIĞINI İLERİ SÜREREK AYRICA TAZMİNATA KARAR VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR. 556 SAYILI KHK.NİN 68. MADDESİNDE MARKA HAKKINA TECAVÜZ EDEN TARAFINDAN MARKANIN KÖTÜ VEYA UYGUN OLMAYAN BİR ŞEKİLDE KULLANILMASI SONUCUNDA, MARKANIN İTİBARI HELALE UĞRARSA, MARKA SAHİBİNİN, BU NEDENLE AYRICA BİR TAZMİNAT İSTEYEBİLECEĞİ İFADE EDİLMİŞTİR. MADDİ VE MANEVİ TAZMİNATTAN FARKLI OLARAK DÜZENLENEN BU TÜR ZARAR İSTEMİNE, 551 SAYILI KHK.NİN 142 VE 554 SAYILI KHK.NİN 54. MADDELERİNDE DE YER VERİLMİŞTİR. ANILAN TAZMİNAT, İŞLETMEDEN ZİYADE DOĞRUDAN MARKANIN İTİBARINA YÖNELİK MEYDANA GELEN ZARARIN GİDERİLMESİ AMACINI GÜTMEKTEDİR. BU TAZMİNATIN GÜNDEME GELMESİNDE ÖNEMLİ OLAN HUSUS, MARKANIN İTİBARININ ZARAR GÖRMESİDİR. O HALDE, DAVACININ İTİBAR TAZMİNATI İSTEMİ HAKKINDA OLUMLU YA DA OLUMSUZ KARAR VERİLMEMESİ DOĞRU GÖRÜLMEMİŞ, HÜKMÜN BU YÖNÜYLE DE BOZULMASI GEREKMİŞTİR

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.07.2007 tarih ve 2005/16-2007/215 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı BGS Boğ. Giy. San. Dış. Tic. A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye’de de adına tescilli PAUL&SHARK ibareli markasının taklitlerini taşıyan emtialara gümrükte el konulduğunu, bu malların ihracatçısının davalı BGS firması, imalatçısının ise diğer davalı olduğunun anlaşıldığını, marka hakkına tecavüzde bulunduklarını ileri sürerek, marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, 100.000.000 TL maddi, 4.000.000.000 TL manevi ve 1.000.000.000 TL itibar tazminatının davalılardan tahsiline, el konulan ürünlerin imhasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı BGS Boğaziçi Giy. San. ve Dış Tic. A.Ş vekili, müvekkilinin Hazine ve Dışı Ticaret Müsteşarlığı tarafından ‘Dış Ticaret sermaye Şirketi’ statüsü verilen bir şirket olduğunu, ortaklarının bazen de ortak olmayan firmaların ihracat işlemlerini gerçekleştirdiğini, aracı ihracatçı bulunduğunu, diğer davalı ile yazılı sözleşmesinin olduğunu, gerek tabi olduğu mevzuat gerekse bu sözleşme hükümleri uyarınca ihracattan dolayı doğabilecek tüm hukuki, mali ve cezai sorumluluğun diğer davalıya ait olduğunu, tazminat istemlerinin yerinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı markasının 13.08.1995 tarihinden beri Türkiye’de de adına tescilli olduğu, gümrükte ele geçirilen ve bu markayı taşıyan ürünlerin taklit bulunduğu, eylemin 61/c maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalı ihracatçı firma her ne kadar diğer davalı ile imzaladığı sözleşmeye dayanmış ise de anılan sözleşmenin tarafları bağlayacağı, bu davalının basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiği, davacı vekilinin 100 YTL maddi tazminatın 64 YTL’lik kısmı yoksun kalınan kazanç, 16 YTL’lik kısmı yoksun kalınan kazancın artırımı ve 20 YTL’lik kısmını ise doğrudan uğranılan zarar olarak talep ettiği, yoksun kalınan kazancın 556 sayılı KHK.nin 66/b maddesine göre tespit edilmesini istediği, doğrudan uğranılan tazminatın nasıl hesaplanacağı yönünde bir açıklık olmadığı, haricen ödenen vekalet ücretinin belgelendirilmediği, ihtiyati tedbir nedeniyle yapılan masrafların maddi tazminat kapsamında talep edilmediği, teminatsız da verilebileceği, bu yöndeki fiili zararın ayrıca istenebileceği, yoksun kalınan kazancın 556 sayılı KHK.nin 66/b maddesine dayandığı, bu zararın hesabının davalının ticari defter ve kayıtlarını incelemeyi gerektirdiği, ancak davacının ihracatı gerçekleştiren davalı hakkındaki davayı atiye terk ettiği, diğer davalının aldığı komisyonun davacının yoksun kaldığı kazanç olamayacağı, dolayısıyla aynı KHK.nin 67 nci maddesinin uygulanamayacağı, esasen davacı markasını taşıyan emtiaların ticari alana da çıkarılmadığı, davalının bir kazanç elde etmediği, kar yoksunluğunun da kanıtlanmadığı, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davalı Edesan firması hakkındaki dava atiye terk edildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı hakkındaki davanın kısmen kabulüne, davacı markasına yaptığı tecavüzün men’ine, ürünlerin imhasına, hükmün ilanına ve diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı BGS Boğ. Giy. San. Dış Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı BGS Boğ. Giy. San. Tic. A.Ş’nin taklit markaları içeren emtiaların ihracatçısı olmasına, dış ticaret sermaye şirketi statüsünde olmasının sonuca etkili bulunmamasına, basiretli tacir gibi hareket etmesinin gerekmesine, akdin nispiliği dolayısıyla davalıların yaptıkları sözleşmenin zarar gören davacıyı bağlamayacak olmasına, esasen tabi olduğu Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 2004/12 numaralı tebliğin yasa veya yasa gücünde bir düzenleme niteliğinde bulunmamasına göre, davalı BGS Boğ. Giy. San. Tic. A.Ş vekilinin tüm, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamları dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, markaya tecavüz eyleminin durdurulması, maddi, manevi ve itibar tazminatı istemlerine ilişkindir. Davalı Edesan firmasının imalatçı diğer davalının ihracatçı sıfatıyla davacının markasının taklitlerini içeren emtiaları ihraç etmek isterlerken bu mallara gümrükte el konulduğu hususu çekişmesizdir. 556 sayılı KHK.nin 61/c maddesi uyarınca davalıların eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği açıktır. Bu eylemin davacının satış tutarını olumsuz şekilde etkileyeceği kuşkusuzdur. Davalılar, davacının uğrayacağı zararı karşılamak durumundadırlar. Davacı vekili, maddi ve manevi tazminat istemini 556 sayılı KHK.nin 62, 66/b ve 67 nci maddelerine dayandırmış, maddi zararın karşılığı olarak davalıların markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanç karşılığını istemiştir. Ancak, yazılı gerekçe ile maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Ticari amaçla taklit markalı emtiaları elinde bulunduran davalılar davacının uğradığı zararı karşılamak durumundadırlar. Davacının imalatçı davalı hakkındaki davasını atiye terk etmiş olması, bu sonucu etkilemeyecektir. Kural olarak davacı maddi zararını ve tutarını ispat etmek zorundadır. Davalı ihracatçı firmanın defter ve kayıtları ile elde ettiği kazancın tespit edilmesi mümkündür. Şayet maddi zarar tutarı ispat edilemez ise, zarara uğradığı sabit olan davacının talep edebileceği tazminat tutarının BK.nun 42 nci maddesi uyarınca tespit edilmesi gerekmektedir. Bu durum karşısında, davacı vekilinin maddi tazminat isteminin reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
3- Ayrıca, 556 sayılı KHK.nin 62 nci maddesinde marka hakkı tecavüze uğrayan marka sabinin diğer istemlerinin yanı sıra manevi tazminat da talep edebileceği düzenlenmiştir. Davalıların eylemleriyle davacı markasına tecavüz ettikleri sabit olduğuna göre, uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi de yanlış olmuştur.
4-Öte yandan, davacı vekili, davalıların eylemlerinden müvekkili markasının itibarının da zarara uğradığını ileri sürerek ayrıca tazminata karar verilmesini istemiştir. 556 sayılı KHK.nin 68. maddesinde marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekilde kullanılması sonucunda, markanın itibarı helale uğrarsa, marka sahibinin, bu nedenle ayrıca bir tazminat isteyebileceği ifade edilmiştir. Maddi ve manevi tazminattan farklı olarak düzenlenen bu tür zarar istemine, 551 sayılı KHK.nin 142 ve 554 sayılı KHK.nin 54. maddelerinde de yer verilmiştir. Anılan tazminat, işletmeden ziyade doğrudan markanın itibarına yönelik meydana gelen zararın giderilmesi amacını gütmektedir. Bu tazminatın gündeme gelmesinde önemli olan husus, markanın itibarının zarar görmesidir. O halde, davacının itibar tazminatı istemi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı BGS Boğ. Giy. San. Tic. A.Ş vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ), ( 3 ) ve ( 4 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 02,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı BGS Boğ. Giy. San. Dış Tic. A.Ş alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.