22 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe giren “arabuluculuk” sisteminin zorunlu hale getirilme çabası avukatların tepkisine yol açtı. Avukatlar “Gönüllü arabuluculuğa evet, zorunlu arabuluculuğa hayır” çağrısı yaparken Avukat Hasan Basri Özbey arabuluculuğun “zorunlu” hale getirilmesinin anayasaya aykırı olduğunu söyledi.
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Arabuluculuk Daire Başkanlığı ile “arabuluculuk” uygulamasının yaygınlaştırılması için yoğun bir çabaya girişildi. Bu arada ilgili yasada yeni değişiklikler yapılacağı öğrenildi. Yapılması planlanan değişiklik hukukçular arasında kaygıya ve tartışmalara yol açtı. Tartışmanın merkezinde ve tepkilerin hedefinde gönüllü bir uygulama olması gereken arabuluculuğun başta iş hukuku uyuşmazlıkları olmak üzere kimi uyuşmazlıklarda zorunlu hale getirilmesi isteği bulunuyor.
Arabuluculuk’ta yeni bir yasal düzenleme hazırlığı söz konusu. Haziran ayına kadar yapılması planlanan düzenlemede özellikle İşçi – İşveren uyuşmazlıklarından kaynaklanan davalar başta olmak üzere bazı dava türlerinde arabulucuya başvuru zorunlu hale getirilmek isteniyor.
KANUN TASARISI SAKLANIYOR
Birçok temel yasal düzenlemede olduğu gibi, zorunlu arabuluculuk düzenlemesine ilişkin kanun tasarısı da bir sır gibi saklanıyor. Öyle ki, Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere ilgili kurumlar bilgi sahibi olamamaktan yakınıyor. Bu durum kuşkuları da beraberinde getiriyor. Avukat Hasan Basri Özbey konu ile ilgili olarak Aydınlık’a yaptığı açıklamada, “Mevcut uygulamayı abartan ve aksaklıkları, özellikle iş hukuku uyuşmazlıklarında, zayıf durumda bulunan işçilerin haklarını ihlal eden boyutu gizlenerek, rakamlarla süslenmiş, övücü açıklama ve yayınlar yapılmaktadır. Bir algı operasyonu ile Zorunlu Arabuluculuğun alt yapısı hazırlanmaktadır. Geciken adaletin hızlanacağı, mahkemelerin ve yüksek yargının iş yükünün azalacağı, kişilerin haklarına daha kısa sürede ulaşacağı vaatleri ile kamuoyu yanıltılmaktadır” dedi. Arabuluculuğu zorunluluk haline getirmenin temel kişi hak ve özgürlüklerini yok edeceğini, anayasayı ihlal olacağını kaydeden Özbey, “Özelikle iş davalarının bu kapsama alınmak istenmesi, kıdem tazminatı fonu, kiralık işçilik, esnek çalışma, taşeronlaştırma gibi dayatmalarla birlikte ele alındığında işçiler açısından sıkıntılar gündeme gelecektir” diye konuştu.
‘KABUL ETMİYORUZ’
Avukatlar da sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamada, şunları kaydetti: “Zorunlu Arabuculuk, yargının etkisini azaltacak, avukatlığı zayıflatıp, yurttaşı savunmasız bırakacaktır. Toplumu atomize edip ayrışmayı kışkırtacak olan çok hukukluluk gündeme gelecek, tarikat, cemaat gibi dini kurumlar ile ekonomik gücü elinde bulunduran hakim güçlerin hukuku egemen olacaktır. Zorunlu arabuluculuk emekçiyi de, avukatı da vuracak. Zorunlu arabuluculuğun getirilmesine yönelik gerekçe olarak ifade edilen, yargı yükünün hafifletilmesi; devletin yargıyı ihmal ederek küçültmesi değil, ihya ederek yeterli güç ve donanıma ulaştırmasıyla mümkündür. Bu anayasal zorunluluktur. Bu nedenlerle; gönüllü arabuluculuğun benimsenip desteklenmesi, doğru bir yaklaşımdır.”
Kaynak : http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/zorunlu-arabuluculuk-emekcileri-vuracak-h83098.html