11. Hukuk Dairesi 2015/3792 E. , 2015/10849 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : AYDIN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 30/10/2014
NUMARASI : 2012/532-2014/456
Taraflar arasında görülen davada Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/10/2014 tarih ve 2012/532-2014/456 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilince yapılan inşaatın mimari projesinin davalı tarafından çizildiğini, bedelinin ödendiğini, yapı ile ilgili birtakım zorunlu ve ivedi değişiklikler için davalıdan muvafakatname istendiğini ancak davalının ekstra ücret talep ettiğini, yapılamayan bu değişiklikler sebebiyle inşaatın durduğunu ileri sürerek, değişikliklerin zorunlu olması sebebiyle davalı mimarın muvafakatinin gerekmediği hususunun tespitine ya da gerekli muvafakatin ve değişiklik yetki ve izninin mahkeme kararı ile müvekkiline tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, geçmişte ödenmesi gereken 19.116,00 TL ücretin ödenmesi, gerekli bilgi ve belgelerin müvekkilinin eline ulaştırılması, istenilen değişikliklerin yasa ve yönetmeliğe uygun olması durumunda proje tadilat olurunun müvekkili tarafından verilebileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, projenin telif hakkı gerektiren bir eser niteliğinde bulunmadığı, bir ilim eseri mahiyetinde olduğu, bu kapsamda malikin mülkiyet hakkı kapsamında tasarruf yetkisinde olan zorunlu değişiklikler yönünden projenin ilk müellifinden onay alınması gerekmediği gerekçesi ile davanın kabulüne, yapıda davacı tarafca yapılmak istenen zorunlu değişiklikler ve tadilat hususunda davalı tarafın muvafakatının alınmasına gerek olmadığının ve bu yönden davalıya ödenmesi gereken herhangi bir telif ücretinin bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davalı mimar tarafından çizilen mimari projenin uygulandığı davacıya ait binanın güzel sanat eseri mahiyetinde olmadığı, 5840 sayılı FSEK 2/1. maddesi anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğu belirlenmiş olduğuna göre davalı mimarın meydana getirdiği mimari proje üzerinde anılan Yasa hükmüne dayalı olarak mali haklarının korunması gerekir. Bu bakımdan 5846 sayılı FSEK’nın 16. maddesi uyarınca esersahibinin eserin bütünlüğünün korunması noktasında manevi hakkı mevcut olup, bu madde hükmüne göre bütünlüğü bozucu mahiyette ekleme ve değiştirmeler eser sahibinin izni olmaksızın yapılamaz.
Mahkemece, dava konusu tadilat projesinin zorunluluktan kaynaklandığı, bu nedenle eser sahibinin iznini gerektirmediği görüşü ile dava kabul edilmiş ise de, mimari projede otopark olarak izinli alan tadilat suretiyle ticarethaneye dönüştürülmüştür. Bu durum onaylı mimari proje üzerinde değişiklik yapılmasını içerdiğinden öncelikle bu değişikliğin onaylı mimari projenin bütünlüğünü bozan bir değişiklik niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Her ne kadar mahkemece, zorunluluk nedeniyle böyle bir araştırmaya gerek görülmemiş ise de, bizzat Aydın Belediye Başkanlığı’nın 26.11.2013 tarihli M.09.AYD.0.13 9693-13220 sayılı yazısında söz konusu değişikliğin Belediye tarafından alınan 28.02.2003 tarih, 75 sayılı karara uygun olmadığı, bu nedenle tadilat projesine onay verilemeyeceği belirtildiğine göre, söz konusu tadilatın zorunlu niteliğinden söz edilemez. Bu durumda mimari projenin davalı tarafından çizimi ve davalıya teslimi sonucu zemine uygulanması ve böylece ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olan proje ile ilgili mali hakların da davacıya geçtiği, bu haklar kapsamında esaseneserin işleme hakkının da mevcut olmasına karşın eser sahibinin devri kabil olmayan manevi hakları kapsamında 5846 sayılı Yasa’nın 16. maddesi uyarınca eser sahibinin, kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menetme yetkisi bulunduğu gözönüne alınmak suretiyle, uyuşmazlık konusu tadilatın niteliği itibariyle eserin bütünlüğünü bozucu nitelikte olup olmadığı hususunda bilirkişilerden görüş alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kısayollar: Mimari, Proje, Fikri, Sınai, Haklar, İzmir, Avukat